5 Ocak 2009 Pazartesi

HORAS

Quintus Horatius Flaccus, İsa'dan önce 65'te Apulia'nın küçük bir şehri olan Venusia'da doğmuştur. Babası fazla serveti olmayan bir azatlı idi. İtinalı bir tahsil gördü. Roma'ya, Atina'ya gitti. Brutus ordusunda askerlik yaptı. Tekrar Roma'ya gelerek, küçük memurluk işleri gördü, ve kendi söylediğine göre fakirlikten gelen cür'etin sevkiyle satirik şiirler yazmaya başladı. 37 'de Virjil ve Varius tarafından Mecenas'a takdim edilerek bu devlet adamına karşı samimi bir sevgi gösterdi ve kendisine Tibur'da oturacak yer verildi. Oktavius ile dost olarak kibar ve kültürlü Roma sosyetesine karıştı. Eserlerinin pek çoğunu bu zamanda yazdı. İsa'dan önce 8'de öldü.

Horas'ın şiirleri dört kitap ''Od''lar ve bir kitap '' Epod ''lar ile iki kitap '' Satirler ve Mektuplar '' dan ibarettir.Mektupları arasında son yazdıkları, bunlardan bilhassa '' Şiir Sanatı'' ( Ars Poetica) adını alan, en meşhuru ve değerlisidir. Horas burada şiirin yüksek değer ve gayesini, şairlik için yetenekle birlikte geniş bir kültür ve çalışmanın lüzumunu ve bu vasıfları taşımayan kötü şairlere olan nefretini anlatmaktadır. Didaktik şiirlerinde sevimli bir Epikür ahlakı telkin eder. Lirik şiirlerinde, coşkun ve engin bir şair olmaktan ziyade, özellikle küçük ve değişik konuları işleyen, zarif, ahenkli, toplu ve mükemmel bir sanatkârdır.

AUGUSTUS'A KASİDE

Savaşları ve mağlup şehirleri şakımak istiyordum; fakat Phoebus sazıyla bana vurdu ve Tyrrheniya denizinde küçük gemimle yelken açmama müsade etmedi. Senin devrin, ey Sezar, tarlalarımıza bereketli mahsüller getirdi, partların mağrur abidelerinden sökülen sancakları Jupiter'e iade etti, savaşlar bitince Romulus'un yaptırdığı Janus Mabedini(1) kapattı, taşkın sefahate dizgin koydu, cinayetleri ortadan kaldırdı ve latin adını yücelten eski faziletleri canlandırdı, İtalya'nın kuvvetini yükseltti, günün battığı Hesperia'dan, doğduğu ülkelere kadar uzanan imparatorluğumuzun şan ve şerefini yeniden yaşattı.

Sezar bizim koruyucumuz bulundukça, yurtdaşların manasız anlaşmazlıkları rahatımızı bozmayacaktır, kılıçları bileyen ve talihsiz şehirleri birbirine düşman yapan zorbalık ve kızgınlık ise asla. Hayır, ne derin Tuna'nın suyunu içen halklar, ne Get'ler, ne Ser'ler ve hain pers'ler, ne de Tanais kıyılarında doğanlar, Sezar'ın kararlarını kırmayacaklardır.

Ve biz, çalışma ve bayram günlerinde, neşeli Bacchus'un lütufları içinde, önce tanrıları anarak, ayine göre, karılarımız ve çocuklarımızla birlikte, faziletli şefler olan atalarımızın adetlerine uyarak, Lidya flütlerine karışan mısralarla Troya'yı, Anchises'i ve lûtufkâr Venüs'ün oğlunu şakıyacağız.

(Kitap IV, Od XV)

(1) Romulus, İtalya'nın en eski kralı Janus adına bir mabet yaptırmıştı. Bunun kapıları Roma'nın barış dönemlerinde kapatılırdı.

Hiç yorum yok: