26 Ocak 2009 Pazartesi

bu gözyaşları için artık çok geç

işlediğine inandığı günahın hayallerine sızmasına tahammülü yoktu, hayallerinin bile yakalanacağından korkuyordu.
-----

zaman zaman kendini çok güçsüz hissettiğinde birinin kendisine şefkat göstermesini arzulasa da bunun hayatının içinde sürekli bulunmasını istemezdi, saki içinde bir şey katılaşmış,ruhu yanlış kaynamış bir kemik gibi çoktan çarpılmıştı; sadece neyi kaybettiğini görmüş, gizlice, adını bile koyamadan, neyi özlemiş olduğunu hissetmişti..
-----
tapınır gibi sevişiyor, sevişirkende seviştiği kadının bütün bedenine, her parçasına uzun uzun tapındığını hissettiriyordu.
----
tartışmaları,...'ın bilinçdışı bir öfkeyle kırbaçladığı bir kurt köpeği gibi vahşileşmeye ve bir otel odasında açılmış bir bavuldan rastgele çıkartılan parçalar gibi ortak geçmişlerinin orasından burasından çekilip çıkarılan,onların hatırlanmasıyla can acıtan bir hesaplaşmaya dönüşmeye başlamıştı.
----
Büyük, geniş bir deniz gibi yaşıyordu.
Herkes suyun üstünü görüyordu,ama asıl hayatı derinlerde, kimsenin görmediği, bazen kendisinin bile izlemekte zorlandığı diplerde yaşanıyordu, kendi hayatının görünür ve görünmez bölümleri arasındaki büyük fark onun neredeyse görünür herşeyden kuşkulanmasına yol açıyordu.

ahmet altan- aldatmak'tan sevdiğim paragraflar..Bu adam için genelde bi önyargı mevcut toplumda, taraf gazetesinde olmadık yazılar yazıyor,komünist,vs vs. ama beni bağlamaz tüm bunlar, kitap gayet kaliteliydi,zevkle okudum

Hiç yorum yok: