bana çok benziyorsun,
aynı kimsesizlik,
aynı inançsızlık,
aynı umarsızlık...
seninle hep birbirimizi özleyeceğiz,
ikimizde derin yalnızız...
*c.ersöz
24 Aralık 2014 Çarşamba
19 Aralık 2014 Cuma
2 Aralık 2014 Salı
8 Kasım 2014 Cumartesi
5 Kasım 2014 Çarşamba
bir çocuk sevdim
bir çocuk gördüm uzaklarda
biraz çocuk
biraz adam
biraz hiçti...
bir çocuk sevdim uzaklarda
sanıyordum ki onun da özlemi buydu
o ise bir bakışta
beni örtülerimden
yalnızca yalnızca duygularıyla soydu
biraz çocuk
biraz adam
biraz hiçti...
bir çocuk sevdim uzaklarda
sanıyordum ki onun da özlemi buydu
o ise bir bakışta
beni örtülerimden
yalnızca yalnızca duygularıyla soydu
ahh
şaraplar yetmez...
sabahlar olmaz...
ah'ım tenim değil yanında kalmaz
ahh bu tenin altında
açılmış yaralarla
giden bir can aslında
sabahlar olmaz...
ah'ım tenim değil yanında kalmaz
ahh bu tenin altında
açılmış yaralarla
giden bir can aslında
15 Ekim 2014 Çarşamba
The Strange Library - Haruki Murakami
"96 sayfalık bu kitap, bir çocuğun okuldan eve gelirken kütüphaneye uğramasıyla başlıyor. Yaşlı bir adamın oğlanı esir alıp onu çok sayıda kitabı okumaya zorlamasıyla sürüyor. Çocuk bir süre sonra yaşlı adamın, beynini yiyerek, ezberlediği bilgileri emmeyi planladığını anlıyor ve tuhaf bir kız ile koyun gibi giyinmiş bir adamın yardımıyla kaçış planı yapıyor..."
bu yılın sonuna doğru yayınlanacak olan bu kitabı okumak için sabırsızlanıyorum! :)
8 Ekim 2014 Çarşamba
2 Ekim 2014 Perşembe
17 Eylül 2014 Çarşamba
Başımız belada! Çünkü siz ve diğer 62 milyon Amerikalı şu an beni dinliyor. Çünkü %3'ten daha azınız kitap okuyor. Çünkü %15'ten daha azınız gazete okuyor. Çünkü sizin tek gerçeğiniz bu ekranda gördükleriniz. Şu an dışarıda, bu ekranda gördükleri haricinde hiç bir şey bilmeyen koskoca bir nesil yaşıyor. Bu ekran ilahi bir vahiy gibi. Bu ekranlar başkanlar, papalar, başbakanlar yaratıyor ya da yok ediyor. Bu ekran, bu inançsız dünyadaki en muhteşem lanet olası güç ve eğer yanlış ellere geçerse de olacakların tek sorumlusu biziz. Ve bu dünyadaki en büyük şirket, en muhteşem lanet olası propaganda gücünü kontrol ettiğinde, bu ekranda gerçek diye ne bok sorulacağını kim bilebilir! Şimdi beni dinleyin: Televizyon gerçek değildir. Televizyon lanet olası bir lunaparktır. Televizyon bir sirktir, bir karnavaldır, gezici akrobatlar takımıdır, masalcılardır, dansçılardır, şarkıcılardır, hokkabazlardır, aslan terbiyecileridir ve futbolculardır. Biz eğlence dünyasındayız.Ama sizler sabahtan akşama kadar, her yaştan, her renkten, her dinden insan başına oturuyorsunuz. Bildiğiniz tek şey biziz. Burada döndürdüğümüz ilüzyonlara inanmaya başladınız ve televizyondakilerin gerçek, kendi hayatlarınızın ise hayali olduğunu düşünmeye başladınız. Televizyon ne derse onu yapıyorsunuz. Onun gösterdiği gibi giyiniyorsunuz, onun gösterdiklerini yiyorsunuz, çocuklarınızı onun dediği gibi yetiştiriyorsunuz, hatta onun istediği gibi düşünüyorsunuz...Bu tamamen saçmalık, sizi manyaklar! Sizler gerçeksiniz, hayali olan biziz!"
Zeitgeist - The Movie (2007)
bağlılık kıskançlığa yol açar
"Ölüm hayatın doğal bir parçasıdır. Etrafından Güç'e dönüşenler olduğunda onlar için sevin. Tutma, onlar için yas. Duyma, onlara özlem. Bağlılık kıskançlığa yol açar. Gölgesidir kibirin, bu."
YODA, Star Wars Episode III: Revenge of the Sith
YODA, Star Wars Episode III: Revenge of the Sith
4 Temmuz 2014 Cuma
12 Haziran 2014 Perşembe
evil'm
asla hayallerimdeki aileye kavuşamayacağım bu artık net.
huzursuz...
ruhsuz..
veya fazla ruhlu...
kimsenin birbiriyle fazla konuşmadığı
aceleci ve
aynı zamanda çok yavaş
her şeyin her zaman ertelendiği
pişmanlık dolu bir aile
bu bir kader
kadere inanmam ama bu durumda inansam iyi ederim
kurmak üzere olduğum yeni aile de bundan farklı değil...
hastalıklı ailelerden gelen insanların normal aileler kurması mümkün değil zaten
şu aralar yine de idare ediyorum
ileri de bu boğucu hayat beni boğmaz da sağ kalırsam bu konu hakkında yine konuşuruz evil...
levi'n
3 Nisan 2014 Perşembe
21 Şubat 2014 Cuma
13 Şubat 2014 Perşembe
12 Şubat 2014 Çarşamba
23 Ocak 2014 Perşembe
Critical Mass
"Critical Mass" sözünü hiç duydunuz mu? Türkçe'de kayda değer çoğunluk anlamına geliyor ama aslında katılımcıları bisikletliler olan bir küresel etkinliğin adı. İstanbul'da gerçekleştirildiği kentlerden biri ancak bizde katılımcılar her ayın son cumartesi günü bir araya geliyorlar. Mevsime göre onlarca bisikletli öğleden sonra Göztepe Parkı'nda buluşuyor, sonra Bağdat Caddesinde trafiğe çıkıyor. Motorlu taşıtlar için sadece bir şerit bırakılıyor, geri kalanını ise bisikletliler işgal ediyor. Grup, zillerini çalarak şenlikli bir hava içinde Kadıköy'e ilerliyor ve güzel bir cumartesi geçiriyor.
dik oturma
Sağladığı psikoloji etkiden yola çıkılarak kendine güvenmenin bir yolu olduğu düşünülen dik oturuş, biyolojik olarak da oluşturduğu değişimlerle kişiyi hedefe yaklaştırıyor. Yapılan araştırmalar; oturuşu değiştirmenin , liderlik konumuna yükselmede etkili olduğunu ortaya koydu. Öğrenciler üzerinde yapılan incelemelerde, gerçekten de oturuş dikleştikçe bazı hormonlarda değişim görüldü. Omuzların, çenenin dikleştirilmesi, kolların serbest bırakılması, sırtın esnetilmesi; vücuttaki hormonal değerleri , liderlerde görülen hormon dengesiyle aynı düzeye taşıdı. Bu oturuşun ve vücut dili kullanımının, psikolojik taktik olmanın yanında biyokimyasal bir etki oluşturduğunu gösterdi...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)