9 Ağustos 2008 Cumartesi

kaldırımlar

başını bir gayeye satmış kahraman gibi,
etinle, kemiğinle, sokakların malısın!
kurulup şiltesine bir tahtaravan gibi,
sonsuz mesafelerin üstünden aşmalısın!

fahişe yataklardan kaçtığın günden beri,
erimiş ruhlarınız bir derdin potasında.
senin gölgeni içmiş, onun gözbebekleri:
onun taşı erimiş, senin kafatasında.

ikinizinde ne eş ne arkadaşınız var;
sükut gibi münzevi, çığlık gibi hürsünüz.
dünyada taşınacak bir kuru başınız var ;
onu da hangi diyar olsa götürürsünüz.

yağız atlı süvari, koştur, atını, koştur!
sonunda kabre çıkar bu yolun kıvrımları.
ne kaldırımlar kadar seni anlayan olur,
ne senin anladığın kadar, kaldırımları...



~Necip Fazıl Kısakürek

Hiç yorum yok: