18 Ekim 2008 Cumartesi

İsa'nın Kefeni..Torino Kefeni


Torino Kefeni; İsa'nın İtalya'nın Torino kentinde bulunan kefenidir. Birçok bilim adamının yıllarca yaptığı araştırmalarla elde ettikleri bilgilere Gore 1.yy a ait olan bir kefendir.

Söz konusu kefen,1978 yılında 40 Amerikalı bilim adamı tarafından cağımızın en gelişmiş cihazları ile incelenmiştir. Üzerinde çeşitli testler yapılmıştır.Kefenin fotoğrafları ilk kez 1898 yılında avukat Secundo Pia tarafından çekildi.Filmler banyo edildiğinde, filmin negatifinde, kefende çıplak gözle görülebilenden çok daha net ve pozitif bir resim çıktığı görüldü.Yani koyu renkler acık,acık yerler ise koyu çıkmıştı.Kısaca kefenin kendisi bir fotoğraf negatifi gibiydi. Bu ilginç fotoğraflar kısa zamanda kefeni dünyaca unlu kılmaya yetti.

Bu olay bilimsel araştırmaların başlangıç noktası oldu. Ta ki olumsuz bir karar gibi görünen C14 testine kadar.Kefen; boyu 4.36 m. genişliği 1.10 m. olan keten bir bez parçasıdır. Üzerinde yakından bakıldığında bulanık ve belirsiz görünen, uzaklaşıldığında ise netleşen çıplak bir adamın gayet düzgün hatlı sekli bulunmaktadır.En şaşırtıcı tespitlerden biri de, kefendeki seklin 3 boyutlu verilere sahip olduğunun bulunmasıdır. John Jackson ve Erim Jumper adlı iki fizikçi, vücut ile bezi ayıran mesafeyle kefendeki bezin parlaklığı arasında matematiksel bir oran olduğunu fark ettiler. Vücudun beze değmiş olduğu yerlerde kefen daha parlaktı; örneğin burun, alın, kaslar gibi yerlerde. Doğrudan temas etmeyen yerlerde ise parlaklık daha azdı; örneğin göz yuvaları, avurtlar gibi yerlerde.

Bu bulgular kefenin üzerindeki seklin 3 boyutlu bir nesne tarafından ortaya çıkarıldığını göstermektedir. Kefendeki şekil insan vücudu ile doğrudan temasla ortaya cıkmış olamazdı, çünkü vücudun bezle temas etmediği yerlerde de seklin devam ettiği görülüyordu. Bu yerlerin parlaklığı da beze olan uzaklığına Gore değişmekteydi. Vücutla kefen arasındaki oran matematiksel olarak kesin bir biçimde hesaplanabilirdi. VP-8 görüntü çözümleyicisi, uzaydaki yıldızların ve gezegenlerin fotoğraflarını görüntülemede kullanılmaktadır. Bu araç 2 boyutlu bir fotoğraftan 3 boyutlu bir görüntü çıkaramamaktadır. Oysa kefenin 2 boyutlu fotoğrafından,3 boyutlu bir görüntü çıkarabilmiştir. Bilginleri hayrete düşüren de budur. Kefendeki seklin 3 boyutlu kopyasının incelenmesinden sonra çok önemli bulgular ortaya cıktı.

Kefendeki adamın gözlerinin üzerinde para olduğu fark edildi.1.yy da Yahudiler ölülerinin gözlerinin üzerine para koyarlardı. İzoyoğunluk yöntemi ile yapılan incelemelerde bu paranın üzerindeki sekil ve yazı belirlendi. Paranın üzerinde bir Romalı başı ve Tiberius Caesar yazısının bulunduğu anlaşıldı.

Kefendeki adamın elleri bilekten çivilenmişti, ikonalarda gösterildiği gibi avuç içinden değil; öyle çakılmış olsaydı vücut ağırlığı nedeniyle el kaslarının yırtılması söz konusudur. Çivi ancak ''despot bölgesi''denilen yerden çakılırsa bilek kemiklerine zarar vermez. Bu noktanın arlığı anatomistler tarafından 19.yy da bulunmuştur.Kefendeki adamın boyu 1.78'dir.Adam sakallıdır.Adamın vücudunda 90 ila 120 kırbaç yarası vardır. Adam iki farklı kişi tarafından kırbaçlanmıştır.Sakalının bir bölümü yolunmuştur.Bacakları kırılmamıştır.Sakalı ikiye ayrılmış gibidir, bu da çenesini kapatmak için çenebazı kullanıldığını göstermektedir.Kefen üzerinde 50 çeşit çiçek tozu(polen) bulunmuştur. Bunlardan bazıları sadece Türkiye'de bulunmaktadır.Keten dokusunun arasında pamuğa rastlanmıştır, Avrupa’da pamuk yetişmemektedir.Karnı şişmiştir. Bu da adamın haç üzerinde boğularak öldüğünü göstermektedir.Ayaklarından da çivilenmiş olduğu görülmektedir.Başına dikenli bir şey geçirildiği, başındaki yara izlerinden belli olmaktadır.Böğrünün sağ tarafında, 5. ile 6. kaburga kemikleri arasında 4,5 cm 'ye 1,5 cm. oval biçiminde mızrak yarasını andıran bir yara görülmektedir.Dizleri yara bere içindedir.Omzunda zedelenme vardır.Kefen üzerinde kan lekeleri vardır.Kefen üzerinde, kefene sarılmış cesedin çürüdüğünü gösterir en küçük bir ize rastlanmamıştır. Bu da cesedin uzun süre kefende kalmadığını gösterir.Bilimsel araştırmalar kefendeki şeklin doğrudan vücut temasından ileri gelmediğini göstermiştir. Bilim adamları cesedin kefenden nasıl çıkartıldığını açıklayamamaktadırlar.

Varılan sonuca göre söz konusu bez, gerçek bir kefendir; ayrıca bu kefen işkence görmüş, haça gerilerek öldürülmüş bir adama aittir. Bu adamın başına gelenlerle İncil'de İsa hakkında anlatılanlar arsında büyük benzerlikler vardır. Amerikalı bilim adamı Stevenson'a göre kefendeki adamın İsa'dan başka biri olma olasılığı 82.944.000'de 1 'dır dır.Birçok bilim adamının yıllarca yaptıkları araştırmalar kefenin gerçek olduğunu gösterirken, radyo karboncular sahte olduğunu söylemektedir.Sonuç olarak kefendeki insan şekli 3 boyutludur,kesintisizdir,suya ve yüksek ısıya dayanıklıdır.Kefen üzerindeki izler boya ile yapılmamıştır.Kefenin dokularında hemoglobine rastlanmış;işkence görmüş bu adamın kan grubu AB Rh+ 'tir.Son yıllarda keşfedilmiş hemodinamik yasalarına da tamamen uymaktadır.Ve kefen ortaçağ’da bilinmeyen bir anatomik mükemmelliği temsil etmektedir.

NOT: Kefenin tarihçesi üç İncil yazarının anlatılarıyla başlar.Matta şöyle yazıyor:"Akşama doğru Yusuf adında zengin bir Aramatyalı geldi. İsa’nın cesedini aldı, temiz keten beze sardı."(Matta 26,57-59)

Markos şöyle yazıyor:"Yusuf keten bez satın aldı, cesedi çarmıhtan indirip beze sardı ve kayadan oyulmuş bir mezara yatırdı."(Markos 15,46)

Yuhanna da Petrus ile birlikte mezara nasıl koştuklarını anlatıyor."Yuhanna Petrus'tan daha hızlı koşarak mezara önde vardı. Eğilip içeri baktı. Ardından Simun Petrus geldi ve mezara girdi. Yerde duran bezleri ve İsa'nın başına bağlanmış olan mendili gördü. Mendil keten bezle birlikte değildi, ayrı bir yerde dürülmüş duruyordu."(Yuhanna 20,1-4-6-7)

İsa'nın Kefeni -Yazarları :Kenneth E. Stevenson ve Gray R. Habermas.

Hiç yorum yok: