.... ve bu sert dinletide unutuyorum o kör o emilen ruhumla zamanın suratının tam orta yerine tükürerek, nasıl acizce elimde ateşimi tutmak zorunda olduğumu, soru soramayışımı, ölmek için konuşamayışımı, seçim denilen iplerin boğazımdan saydam olmadan geçmeyişini... yokki! ne fayda... yalan gözlerle asla doğrular bize görünmeyecekler!!!... yanarak ve kör doğduk hepimiz..
Sabah yıldızı-na borçlumuyuz? yüzüne bakmaya da mecbur muyuz?
Bu katalepside inkar yok.. Ruhumuzun çatlaklarına bazen "sabah yıldızının ışıkları" girmeli...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder