30 Temmuz 2008 Çarşamba

Savaşın Çocukları: Sierra Leone

Ivan, rahatsız edici bir soğukkanlılıkla ilk kez birini nasıl öldürdüğünü anlatıyor.

“Beş adam yakaladık. Komutan silahı çıkarıp bana verdi, ‘Ivan vur şunları’ dedi. ‘Ben de vurdum.’

Ivan'la Sierra Leone’nin başkenti Freetown’da, Lumley Beach’te bir barda oturuyoruz.

Gülümseyerek anlatmaya devam ediyor:

“O zaman 12 yaşındaydım”...



Şimdi 20’li yaşlarının başında. Uzun boylu ve yakışıklı. Amerika’da hukuk öğrenimi için üç yıl geçirdikten sonra Amerikalılar gibi konuşmaya başladığını söylüyor.

Başarılı olmaya kararlı olduğunu anlatıyor ve çocuk askerken yaşadıklarını anlatmaya devam ediyor.

Ona inanmamak için hiçbir nedenim yok.

Söylediği hiçbirşey yanlış görünmüyor.

Anlattıkları, Sierra Leone’de yaşanan iç savaşın vahşetiyle örtüşüyor.

Onu dinlerken cümlelerini biraz, hayırsever, paralı Batılıların kulağına hoş gelecek şekilde süslediğini düşünüyorsunuz.

“Bir kitap yazıyorum da” diyor Ivan. “İşmail gibi... Ama daha iyisi..."

İşmael Beah’nın adı herkesin dilinde. Sierra Leone’deki iç savaşta çocuk asker olarak yaşam öyküsününü anlattığı kitap, çok satanlar listesine girmişti.

“Kıdemli bir askeri istihbarat görevlisiydim” dedi. “Bir casus. Hoş olmayan şeyler yaptım. Gençtim, çocuktum. Bunun casusluk görevi olduğunu kavrayacak durumda değildim. Heyecan vericiydi o kadar. Ama iyi birşeydi. Bir asker olarak yetişkinlerin, komutanların saygısını kazandım. Hepsi beni biliyordu."

Onu anlıyorum. Her eski savaşçı gibi, cesaretinin başarılarının takdir edilmesini istiyor. Çocuk olduğu için mi buna hakkı yok.

Şimdi o günler geride kaldı ve onun bir umutsuzluk hali içinde olduğunu görüyorum. Artık hiçbir şey ona bu kadar iyi gelmeyecek. ‘ O zamanlar önemliydim” diyor.

Peki ya şimdi?Eski çocuk askerler için çok fazla seçenek yok şimdi. Çok azı eğitim için para yardımı veya burs alabilmeyi başardı. Çoğu, sokaklarda boş boş, eğitimsiz olarak – savaş sanatı dışında – dolaşıyor.

Kono, Kaballa, Freetown. Hepsi nerelerde savaştıklarını bir çırpıda sayacaklardır. Hepsi korkunç şeyler yaptıklarını ya da tanık olduklarını söyleyecektir. Birinin dişlerini sökme, kolunu, bacağını kesme, öldürme, tecavüz ve işkence... Ve hepsi, emirlerin böyle olduğunu söyleyecekler... Başka seçenekleri olmadığını...

Birçoğu, bugün Lahey’de yargılanan eski Liberya Cumhurbaşkanı Charles Taylor’la karşılaştığını da söyleyecektir. “Hepsinin “Patron” dedikleri Charles Taylor... Hepsi İşmail gibi kitap yazıyor.

Neden yazmasınlar ki?

Dünyanın en yoksul ülkelerinden birinde yaşayan bu insanlar, çocukken; daha ne yaptıklarının tam farkında bile değilken yaptıklarını paraya çevirmek istedikleri için neden suçlansınlar ki?

Bu genç insanların sivil hayata geçişlerine yardımcı olmaya çalışan İtalyan rahip Barton, “Bu teşvik edilmemeli” diyor:

“Sorun çocukların en iyi savaşçılar olmasında. Onları asker yapmak çok kolay. Cesur ve istekliler. Ramboculuk oynamayı seviyorlar. Kaybedecek hiçbirşeyleri yok. Öleceklerinin farkında değiller. Şimdi onların normal insanlar olarak büyümelerini, yaşadıklarını unutmalarını sağlamalıyız. Onları yazara ne bileyim başka şeylere dönüştürmek doğru değil.”

Ve rahip, Ivan’ın zeki bakışlarının gizleyemediği şeyi söylüyor:“Onlara inanamazsınız. Gözlerinizde okudukları, onların size söylemesini istediğiniz şeyleri anlatırlar. Gerçeği öğrenmeniz asla mümkün olmaz.”

Aslında, gerçek, onlardan gizlenen şeydi. Hollywood karakterleri Rambo, Rocky ve Superman gibi adları olan liderleri vardı.

Saçları örülüydü. Onlara asi oldukları söylenmişti. Onları yedirdiler, giydirdiler.. Silah ve uyuşturucu verdiler. Şiddet, ergenlik çağı kültürü ve tüm Afrika kıtasında duyulan devrim sloganlarıyla örülü kargaşa ortamında tecavüze, kol bacak kesmeye, kadın çocuk öldürmeye gönderildiler.

Başkaları Sierra Leone’nin elmaslarını yağmalayabilsin diye...

Birkaç gün sonra tekrar Ivan’ı aradım. Onunla biraz daha konuşmak istiyordum.

Onu bulamadım ama kardeşini buldum. Dolandırıcılıktan hapse girmiş.

Ve kardeşinin dediğine göre, Amerika’da hiç hukuk öğrenimi görmemiş. Amerika’dan döndükten sonra, şimdi barışın sağlandığı Sierra Leone’ye uyum sağlayamamış.


BBC Türkiye'den alıntı.
Olenka Frenkiel
BBC muhabiri / Freetown



''Kanlı Elmas'' filminde burada yaşanan olaylar çok iyi canlandırılmıştı.İnsanların para için,değerli kabul edilen -ama aslında çok değersiz olan elmas parçaları için- aileleri nasıl parçaladığının ,insanları nasıl korku içinde yaşamaya mahkum ettiğinin, çocukları nasıl suç makinalarına dönüştürdüğünün anlatıldığı kaliteli bir filmdi.İzlemenizi şiddetle öneriyorum.

Hiç yorum yok: