5 Aralık 2009 Cumartesi

Durun şimdi… Hayata açılan pencerelerin güne bakan yansıtılmış uzlet nişanesi soyut kavramlar yapışmışken kalbimin tam da ortasına… Sessizlik gelmez işime… Fikrim, hissiyatım var diyen insanı fikrini haykırmasında ki temel sebep korkularına teslim olmak yerine, onun dizginlerinden tutup ona yön veren, kontrolü eline aldıktan sonra işin geriye kalan kısmını cesarete bırakmasından başka nedir? Tutunma çürük dallarıma. Güvenme rüzgârıma. Sesi üşütür yüreğini. Bir garib aldı götürdü fenerimi. Işığım yok benim. Söndürme bende kendini. Herkes bizi izliyor biliyorum. Hatırlayacak ve hatırladığında ben anlayacağım. Ağzını açıp hatırlamadığını söyleyecekken gözlerine baktığımı fark ediyor. Ellerim sonsuzluğu ağırlıyor. Kelimeler dökülüyor en cüretkâr haliyle. Manasız gülüşler. Kurcalıyor nizamda dik duran hayatımı. Güneş buzullara. Yanaşıp fısıldarken. Duymuş kuşlar. Sarı takımları geçirmiş yine. Susmayı bilmiyorsan hiç başlama konuşmaya. Hiç sesini çıkarma, hiç görünme. Hiç bakma. Hiç… Ol…

Kavil fanzin'den

Hiç yorum yok: