11 Kasım 2008 Salı

Trendeki döküntüler - 2

Yer: Mavi Tren 10.11.2008/PAZARTESİ
ANKARA-BASMANE

UZAYLI KARALAHANALAR YORGO’YA, SÜLEYMAN’A ve MİNE’ YE SÖVDÜLER

Sonunda uyandım diyemiyorum, çünkü çok az uyuyabildim. Uyanır uyanmaz mistik düşünceler beni teker teker idam etmeye başladı. Uzaylılara benzeyen karalahanalar gördüm düşümde. Onlara –Seni tanımayan yok bu şehirde şarkısını mırıldandım. Salaş meyhanedeki Yorgo’ya, kır kahvesindeki Süleyman abiye, batakhanedeki Mine’ye sövdüler toptan.

Bugünün sabahı ortalama bir sabahtan farksız. Mekan, zaman ve ben farklıyız ama gün hala ortalama bir gün, lanet olasıca. Fucktowski okumak edepsiz dilimi fena etkilemiş. Bir süre bukowski okumasam iyi olucak. O bu durumla karşı karşıya kalsa söyleyeceği şu olurdu eminim. – siktir git, Bukowski. O zaman ne diyoruz, s.git buko.

Tünelden geçiyoruz, tünel hakkında karanlık yorumlar yapmak ister ruhum, ama beynim diyor ki o yalnızca bir tünel, siksen 200 metreyi geçmez. Ne bir son, ne bir kıç ne de bir cehennem çukuru. Ne diye hak etsin karanlık yorumları. Tüm bunları beynim söylemiyor, fazla yazdım. Hepsini ben uydurdum neyse.

‘’Hey, Britney…Are you ready? A-ha… Ar yu? :< That’s all. Take me to your home.’’ diye sesleniyor, Britney, Madonna’ya. Kafayı kırmışlar. Madonna da ona şöyle sesleniyor. ‘’ Baby, loose your control. Come here I’ ve got sth to show you.’’ salak şarkı. 18 saat trende kalıp, bütün mp3 çaları 5 kez dinledikten sonra tüm şarkılar balon joje gibi şişiriyor beyninizi. O yüzden size tavsiyem 4-5 GB ‘lık bişey alın,garip şarkılarla doldurun ki vs vs….

4 önümdeki koltukta oturan kadın gazetesini tek gözlü canavar gibi kafasının üzerindeki gözüyle mi okuyor nedir, neyse gazetesinden bir başlık çaldım. Onunla ilgili dandik efsaneler uyduriyim hemen, işim yok nasıl olsa. Başlık şu ‘’ Ben ablaysam bu mesajlar ne?’’ yanında da Bülent Ersoy’un resmi vardı gözlerim beni yanıltmadıysa. Saçmalık ötesi bi durum. Neden mi? Eskiden erkek olan şimdi kadın olduğunu sanan bi yaratığın bu cümleyi kurması gayet mantıksız. Bu varlığın kendisinin ‘’abla’’ olabileceğine inanmasıysa Sokrates’in tavuk kanadıyla uçması kadar komik.

Savaştepe istasyonunda bi amca bindi trene. Saykonun teki bence. 15 nolu koltuğa oturmuş, önümde oturan kıza da sürekli bu 28 mi diye soruyor. : D Ona buradan diyorum ki ‘’ yeter çek git güneşimden‘’.

Ha, bu arada.Geçen nete girdim. ‘’mynet bok olmuş, nickler kanallar gitmiş dedi biri’’.3-5 kro bu anı bekliyormuş hep, sistem göçse de bi kaç gereksiz kanalı daha nüfuzumuza geçirsek diye. Sksinler kanallarınızı :)

Çok argo dolu bi yazı oldu, farkındayım. ama şurda sokak edebiyatı yapıyoruz, hatta sokak bile değil tren edebiyatı.öf berbatım. Ne istersem onu yazarım. RAMBO kadar cesaretim olsa kaçırırdım seni diyerek yazıma son veriyorum.

Leviathan

Hiç yorum yok: