26 Kasım 2008 Çarşamba

SIOE ( Stop Islamisation of Europe) - Batı'nın İslamlaştırılmasını Durdurun Örgütü




''Yahudiliğe ve Hıristiyanlığa evet! İslam'a Hayır!'' sloganıyla kurulan (Batı'nın İslamlaşmasını Durdurun) adlı örgütün İslam karşıtı eylem çağrısı, Batı dünyasında haçlı ruhunun giderek nasıl da azgınlaştığını gözler önüne seriyor.

İŞTE SİTELERİNDEKİ PROPAGANDALAR:

BAĞIMSIZLIĞINIZ İÇİN AYAĞA KALKIN – BİZİM KUŞAĞIMIZIN "TUZ YÜRÜŞÜ"

Öyle bir an olur ki nehrin bir kenarında durursunuz ve karşıya geçmek veya olduğunuz yerde kalmak arasında bir karara varmanız gerekir. Karşıya geçmek sizi, hayal gücünüzün beslediği korkularla dolu bilinmeyen bir yere götürür. Sizin bulunduğunuz taraf evinizdir, belki güvenli değildir ama evinizdir.

Avrupa şu anda böyle bir geçiş noktasında, bizler biliyoruz ki politikacılarımız yıpranmış ve işlerliğini yitirmiş demokratik bir sistemin eski fakat beceriksiz liderleridir –ve bizler ya karşıya geçmeyi seçeceğiz veya yerimizde kalacağız – demokrasi adına kendimiz bir savaş vereceğiz veya onu saçma akademik bir ahmaklık içinden zuhur eden politikacılara terk edeceğiz.

Rousseau'nun, Fransız Devrimi'nin filozofunun, bize gerçeğin yalın gücün ile işaret ettiği gibi; O şöyle demişti, İnsan özgür doğar fakat her yerde zincirlenmiş bir haldedir.

Vurulduğumuz zincirler demokrasi ve hukuk – kendi özgür irademizi yöneticilerimizin ellerine teslim ettik, her ülkedeki her vatandaşın güvenlik ve özgürlüğünü koruma görevini yerine getireceğine güvenerek- Böyle yaparak, kendimizi en güçlü olanın hükümranlığından korumuş oluyorduk.

Fakat Müslümanlar en güçlü olanın hükümran olması ilkesini tekrar Avrupa'ya getirdiler. Demokratik olarak seçilmiş olan yöneticilerimize gösterdiğimiz güven ihlal edildi. Liderlerimizin demokratik hukuku yüceltmesi gerekiyordu, fakat onlar şu anda güçlü Müslüman ümmetin azameti karşısında boyun eğiyorlar. Şimdi ne özgürlüğümüz var – çünkü bizler kanuna saygı duyuyoruz – ne de hukukumuz var – çükü İslamcılar Roma hukukunu tanımıyorlar.

Bu kadarı yeter - şimdi uyanma ve özgürlüğümüzün tehlike altında olduğunu anlama zamanıdır – ve bunun için savaşma zamanıdır.

Şimdi, Avrupa işbirliğinin politik sisteminin idari merkezine bir yürüyüş gerçekleşecek. Ve bu yürüyüş çok önemli çünkü bu Avrupalıların İslamcıların tiranlığına karşı oluşturduğu ilk barikat olacak. Bu faşist bir eylem olmayacaktır, bu kalbine demokrasinin özgürlüğünü kalbine yerleştirmiş Avrupalılar topluluğunun bir yürüyüşü olacaktır. Zenciler, Yahudiler, homoseksüeller, Protestanlar, Katolikler ve Brüksel'deki eylem için – ilk olarak özgürlük için sonra da kendilerini ilgilendiren konularda söz söyleyebilmek için – İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ için gelenler olacak. Buradan politikacıları Avrupa'da gerçekten tehdit altında olan 2 şey – Demokrasi ve Roma hukuku – için ayağa kalkmaya çağırıyoruz.

On yıllar önce küçük bir adam Mahatma Ghandi, tuz ticareti tekelini kırabilmek için denize kadar yürüdü- bu ""tuz yürüyüşü" idi. Şimdi bizim kendi tuz yürüyüşümüzü yapma zamanıdır – uğrunda savaşacak bir şeyleri olan bir kuşakta yer almanın onur ve mutluluğunu taşımalıyız. Dayak yiyebiliriz, fakat buna değer – çünkü bu bizim kuşağımızın en belirleyici anıdır. Bu yüzden avare ayakkabılarınızı bulun, cesaretinizi ve inancınızı Brüksel'deki eyleme getirin.

SIOE (Stop the Islamisation of Europe-Avrupanın islamlaşmasını durdurun)

***: NOT: bu tuz eylemi çağrısı eski bir haberdir.Ancak Müslümanlardan ne derece tırstıklarının ve ezikliklerini nasıl ortaya koyduklarının açık bir ifadesi olduğu için eklemeyi uygun gördüm. SIOE her ne kadar ezik bir grup olsada araştırılması ve öğrenilmesi,saykoluğu ne derece ilerlettiklerinin bilinmesi yerinde olur ,)

Hiç yorum yok: